Franz Kafka’nın kült eseri Dönüşüm, modern insanın yabancılaşmasını, toplumsal baskılar karşısındaki çaresizliğini ve bireysel varoluş sancılarını simgesel bir anlatımla ele alan kısa ama çarpıcı bir novelladır.

Eserin başkarakteri Gregor Samsa, sıradan bir sabah uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak bulur. Fiziksel dönüşüm, aslında ruhsal bir çözülmenin ve insanın çevresiyle olan bağlarının nasıl kırıldığının metaforudur. Gregor, ailesine maddi destek sağlayan tek kişiyken, böceğe dönüştükten sonra hem ailesinin hem toplumun gözünde hızla değersizleşir.

Kafka bu hikâyede, bireyin toplumda bir "araç" olarak görüldüğü; işe yaramadığı anda dışlandığı, unutulduğu ve hatta yük olarak algılandığı bir dünyayı resmeder. Gregor’un fiziksel değişimi kadar, ailesinin ona karşı giderek artan ilgisizliği ve dışlayıcı tavırları da, Kafka’nın insan ilişkilerindeki koşullu sevgiyi ve çıkar temelli bağları eleştirmesinin bir yansımasıdır.

Bireyin yalnızlığı, değersizlik hissi, aile içi baskı ve toplumun beklentileri gibi temaları ustalıkla işleyen Dönüşüm, sadece bir “korku” hikâyesi değil; insan ruhunun kırılganlığını açığa çıkaran psikolojik ve felsefi bir başyapıttır. Kafka’nın özgün anlatımı ve sembollerle dolu dili, eseri yüzyıllar boyunca tartışılacak evrensel bir metne dönüştürmüştür.